Geçmişte bir memur herhangi bir konuda mağdur olduğu zaman kolay kolay kurumuna karşı dava açamazdı. Dava açtığı zaman kurum yöneticilerinden tehdit alır, dilekçesini geri çekmesi için kendisine bin bir zorluk çıkarılır, iş yokuşa sürülürdü. Günümüz deyimiyle mobbing uygulanırdı; şu anda, özellikle bazı üniversitelerde sıkça olduğu gibi. “Tüfek icat oldu mertlik bozuldu” der gibi, dava açmak icat oldu, kolay yöneticilik bozuldu. Yöneticiler için işler eskisi gibi olmuyor artık. Örgütlenmenin doğal sonucu bu. Örgütlenmiş kitleyi yönetmek kolay olmuyor tabi. Son yıllarda sendikaların da öncülüğü ile memurlar, idarenin yaptığı düzenlemelere ve uygulamalara karşı en ufak bir mağduriyette bile artık dava açmaktadırlar. Yapılacak iş, kurumların daha fazla kendilerine çekidüzen vermeleridir.
Çalışan sayısına bakıldığında mevcut çalışanların 1/3’ünü bünyesinde barındıran Milli Eğitim Bakanlığı’nda uygulamalara, iş ve işlemlere karşı açılan davalar doğal olarak diğer kurumlardan fazla oluyor. Bu davaların en çok yoğunlaştığı konu, öğretmenlerin kariyer basamaklarında yükselmesi meselesidir.
5204 sayılı Kanun’a dayanılarak hazırlanan Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Yönetmeliği çerçevesinde Kariyer Basamaklarında Yükselme Sınavı 2005 tarihinde yapıldı. Bunun sonucunda sınavı başarıyla geçen öğretmenlerin bir kısmına uzman öğretmenlik unvanı verildi.
Söz konusu kanunun birinci ve ikinci maddelerinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla CHP, Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusunda bulundu. Anayasa Mahkemesi ise, bu yasal düzenlemenin bazı ibarelerinin iptaline karar verdi.
Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen hükümlere dayalı olarak iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, yasama organı tarafından yasal düzenleme yapılmaması üzerine doğan yasal boşluk nedeniyle mağdur olan yaklaşık 40 bin öğretmen, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sertifikasının verilmesi ve buna dayalı mali haklardan yararlandırılmaları talebiyle idare mahkemelerinde dava açmaya başladı.
Açılan davalar sonucunda idare mahkemeleri, öğretmenlerin lehine karar verdi. Bu durum, Milli Eğitim Bakanlığı ve öğretmenler arasında anlamsız bir kargaşanın çıkmasına neden oldu. Ancak bu davalar, idare mahkemelerinin vermiş olduğu kararları temyiz aşamasında incelemeye yetkili yüksek mahkeme olan Danıştay’a, sonrasında da Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na geldiğinde, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, konuya ilişkin olarak olumsuz bir örnek karar verdi.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun vermiş olduğu karar, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra yasal bir düzenleme yapılmamış olmasının bu konuda bir boşluğa neden olduğuna ve bu boşluğun yargı içtihadıyla doldurulmayacağına ilişkin olsa da, bunu hukuki bulmadığımı belirtmek isterim. Danıştay’ın verdiği kararın mesajı bence şudur: Bu kadar dava ile uğraşamam.
Yasama organı tarafından söz konusu yasal boşluğun doldurulmamasında ve devamında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenleyici işlem tesis edilmemiş olmasında, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sertifikası ile buna dayalı mali hakları elde edenlere atfedilecek en ufak bir kusur dahi söz konusu değildir, olamaz da.
Hal böyle iken, gerek yargı yoluyla gerekse idarenin tasarrufuyla bu hakları elde edenlerden sertifikaların alınması, büyük bir kaosa neden olacağı gibi, çok ciddi mağduriyetleri de beraberinde getirecektir. Şu an itibarıyla, geldiğimiz noktadan bakarsak, kariyer basamakları konusu neredeyse bariyer basamaklarına dönüşmüştür. Bu durumdan biran önce kurtulmak ve mağduriyetlerin önüne geçmek lazım.
Sonuç olarak, daha önce uzman öğretmenlik veya başöğretmenlik sertifikasını alan ve buna bağlı mali haklardan yararlanan öğretmenlerin sertifikalarının geri alınmaması ve buna bağlı mali haklarına da dokunulmaması için gerekli iş ve işlemlerin bir an önce yapılması, diğer yandan da 5204 sayılı Kanun’da, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükümlere göre yasal düzenleme yapılması, bunun mümkün olmaması halinde ise Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Yönetmeliği’nde değişiklik yapılarak, öğretmenlere kariyer basamaklarında yükselme imkânının yeniden tanınması gerekir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
Emek varsa başarı vardır
Mutfak yangın yeri
Sağımızdaki yalanın gerçeği örtme çabası
Bir vakıf insanı, sendikacı Mithat Sevin
Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkinin değişmeyen adresiyiz
Sendikacılığın hokkabazları
Umudu yeryüzüne aşılamak için daha fazla gayret
Kitabın, davanın, vefanın hakkını veren adam: Erol Battal
Ne rakipsiniz ne de refik
Devlet yalan söylemez!
Destanımıza yeni bir sayfa daha ekledik
Popüler kültürün kutsallarına kurban verilecek hayatlarımız yok
Her başlangıç yeni bir ruh, yeni bir heyecandır
Uluslararası sempozyumumuzun ardından
Sabır, dayanışma, direniş, kararlılık, alın teri...
İlimle yönetemeyen, zulümle yönetir
İyilik örgütlü gücümüzle kazanacak
Gelecek sizinle daha iyi olacak
Truva atı ya da beşinci kol faaliyetleri
Bir halk destanı: 15 Temmuz
Gelecek günler daha güzel olacak
Türkiye Buluşmamızda yapay sınırları aştık
Öze yeni bir yolculuk zamanı
Seçimimiz Kumpasları Bozmalı
Kararlı mücadeleyle güçlü Kazanımlar
Yüreğe Düşen Loğ Taşı
İLKSAN'da Zorunlu Üyelik Dayatmasına Nokta Koyduk
Destanlarımıza destan ekleyen lider kadrolara selam olsun
Yeniden Bismillah
Adım Adım Yükseköğretim Tazminatı Mücadelemiz
MEB'in 'I am Sorry' Deme Lüksü Yok
Y.U. Sendikacılığı
Yönetmelik Durdurulduğunda Atanmışlar Yürür mü?
Özgür Üniversite ve Örgütlenme
Özür Durumuna Bağlı Yer Değişikliği ve Yargı Kararları
MEB Hatasından Dönmelidir
MEB Mevsimsel Norm Güncellemesinden Vazgeçmelidir
Nerden Baksan Haksızlık Nerden Baksan Tutarsızlık!
MEB’e Acil Reçete
Üniversitelerde Özgürlük ve Özlük için Örgütlenme
Tahriklere Gelmeden Kararlı ve Sabırlı Olacağız
Yeni Bakan Avcı’nın Eğitimde Önceliği Ne Olmalı?
Öğretmenler; Ömer’in, Merhamet ve Adaletini Bekliyor
Resen Atamalarda da 40 Bin Defa Düşünüldü mü?
Yeni Yılda da İnşa Sürecinin Öncüsü Olacağız
Sorun Yaşayanda mı Yaşatanda mı?
Yeni Bir Medeniyetin İnşası ve Öğretmenin Değeri
Bu Kez Yanılmak İstiyoruz!
Toplu Sözleşme Süreci ve Üç Cephede Mücadele Etmek
Hükümet ‘Yunanistan’a Döneriz’ Edebiyatından Vazgeçmelidir
Kesintili Eğitim ve Manipülatif Yaklaşımlar
Anadolu Liselerine Öğretmen Seçimi Sınavına Girilmeli Mi?
Yolun Açık Olsun Yusuf Ziya Özcan Hoca
Ek Ödemede Eğitimcilerin Muadili Kim?
Köklü Değişim İçin Yeni KHK’lara İhtiyaç Var
Değişen Paradigma ve Hak Arama Kültürü
Son Toplu Görüşme’de Konfederasyonumuzun Kazanımları!
Usuls
Garip Bir Dava ve Sonrası…
Danıştay ve İsviçre’de Minareyi Yasaklayan Zihniyet!
18 Kasım Çarşamba Günü Meydanlardayız!
Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçimi
Öğretmenlerin Beklediği Yönetmelik
Hedefe Emin Adımlarla!
Bu Yanlış Uygulamayla Nereye Kadar!
Öğretmenim! Bu Bir İLKSAN Hikayesidir
Kadro Sözü Üzerinden Bir Yıl Geçti
Sürekli Değişen Kurallar Hukuki Güvenceyi Zedeliyor
Millî Eğitim millî eğilime uymalıdır
BAYRAĞIMIZI İNDİRMEYECEK, EZANLARIMIZI SUSTURMAYACAĞIZ!
ŞUBE BAŞKANIMIZIN RAMAZAN MESAJI
BİR SINAVIN ANATOMİSİ VE ÖĞRETMENLİK KARİYER SİSTEMİ
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
FİLİSTİN DİRENİŞİ, MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ VE EMPERYALİZMİN ÇÖKÜŞÜ